12 Ocak 2008 Cumartesi


KARAPAPAKLAR


Karapapaklar ya da Terekemeler özellikle Kuzey Doğu Kafkasyada yoğun yaşamaktadırlar ve Bugün birçokları şehir yaşamı sürdürmektedirler. Ayrıca Azerbaycanın Borçalı ve Gürcistan değişik bölgeleri ile birlikte Ukrayna da yaşayan (Qarapapaklar) hayatlarını en iyi şekilde sürdürmektedirler. İslam, Sünni, Hanbeli kimliğine sahip olup, kökenleri kafkasya bölgesidir. Atılgan, hırslı, olaylar karşısında son derece duygusal ve saf bir karaktere sahip insanlardır. Dinlerine oldukça bağlı hareket ederler.
Kafkasya`da ve yakın bölgelerde dağınık bir şekilde yaşayan Karapapak Türklerine, siyah astragan kalpak giydikleri için komşuları bu adı vermişlerdir. Muhtemelen Türkmen kelimesi ile ilgili olarak Terekeme adıyla da anılmışlardır. Karapapaklar Sünni Müslümandır.
Karapapak`larda aşıklık üzerine ünsalmışlar;
Bağdat (XVI. asır kadın halk şairlerindendir. Çıldırlıdır.),
Balabey (XIX. asırda yaşamıştır. Zarşatlıdır.),
Gülistan,
Hasda Gasım XVIII. asırda yaşamıştır. Zarşatlıdır.),
Hasda Hasan (XIX.asırda yaşamıştır.),
Hicrani,
Hoca İrfani (XVIII-XIX. asır il şairidir. Çıldırlıdır.),
Hüseyin,
Kurbani (XVIII. asır Kars şairlerindendir.),
Resul (XIX-XX. asır Çıldır il şairlerindendir.),
Sadayi (XIX. asır Çıldır il şairi),
Şenlik (XIX-XX. asır il şairidir. Çıldırlıdır. Büyük üne sahiptir. Oğlu da şairdir.), dir.
Karapapak Türklerinin konusunu Ruslara karşı verilen bağımsızlık mücadelesinden alan Şeyh Şamil ve başta Dede Korkut, Köroğlu, Şah İsmail ve Kirmanşah hikayeleri ile benzer özellikler taşıyan Kaçak Nebi, Mihrali Bey, Terekeme Hacı (Sarıkızoğlu), Hasan ve Hüseyin kardeşler, Zakir, Kaçak Mehmet ve Deli Ali gibi mahalli kahramanlarla ilgili halk hikayeleri bulunmaktadır. Borçalı-Kazak boyundan gelen Karapapak Türkleri, Kıpçak Kuman, Bulgar ve Hazar Türklerinin Ön-Asyadaki koludur. Borçalı ve Kazak diye iki kola ayrılırlar.

Karapapaklar, Türkiyenin Ağrı, Akyaka, Ankara, Ardahan, Arpaçay, Çıldır, Digor, Iğdır, İstanbul, İzmir, Kars, Kağızman, Muş, Susuz, Selim, Sarıkamış, Sivas, Azerbaycanın Sulduz bölgesi, Ermenistanın Ağbaba bölgesi, İran Devleti kuzey bölgesi, Türk Cumhuriyetlerinde ve Avrupada dağınık şekilde yaşamaktadırlar.

Karapapaklar hemen hemen her alanda var olmaya savaşındalar ve Bugün eğitimde % 98 oranla Türkiyede eğitime yönelen en yatkın ve çok amaçlı bir millet olmuştur.

Karapapak yada Terekeme olmak bu dönemde çok zor, Çünkü azınlık durumuna düşüyoruz...

Karapapaklar hemen hemen her alanda var olmaya savaşındalar ve Bugün eğitimde % 98 oranla Türkiyede eğitime yönelen en yatkın ve çok amaçlı bir millet olmuştur.

Karapapak ve Terekeme olmak bu dönemde çok zor, Çünkü azınlık durumuna düşüyoruz...

Karapapak, Karapapah(lar), Terekeme, önceki bazen "Karakalpak’la karıştırılır. Ama herhangi bir bağıntısı bulunmamaktadır."

Kendi adlandırmalarımız:; Karapapah, Terkekeme

Sayılarla : G.N.S: Türkçe konuştukları için ayrıca belirtilmemişlerdir.

AŞIKOĞLU’nun belirttiği 1963 Kars’ta 114 Köy vardır.

BARTHOLD/WIXMAN 1978 (İslam Ansiklopedisi) Kars’ın toplam nüfusunun % 15’i (yani, 1975’de 106.000); eğer nüfus değişimlerinden ve sınır değişikliklerinden sonra aynı oran geçerliyse (1920’de 39.000)

Dağılım : Özellikle Ardahan’ın Çıldır ilçesinde yoğunlaşmaktadır; Çıldır `lıların söylediklerine bakılırsa tüm köyler Karapapak ya da Terkemedir; en yoğun şeklinde bulundukları ikinci yer Arpaçay ilçesidir. Orada köy nüfusunun yarıdan fazlasını oluşturmuşlardır. Ayrıca Kars merkez ve Selim, Kağızman ilçelerinde bulunurlar. Kavkazskiy Kalender’a (1910) s. 546, bakılırsa, o zamanlar 99 Karapapak köyü vardır ve bunların 63’ü Kars yöresinde, 29’u Ardahan’da ve 7’si Kağızman’daydı.

Birinci grup Muş ilindedir.; önce Malazgirt’e ve şimdi de Yoncalı köyüne yerleşmişlerdir. Ayrıca Bulanık ilçesinde de yaşarlar. Rusların 1877’de Kars’ı işgal etmelerinden sonra, içlere doğru çekilen Karapapaklar Sivas, Tokat ve Zile’de köyler oluşturmuşlardır. Bunlardan biri olan Acıyurt, 1877’de hali hazırda Karapapak nüfusuna sahiptir. Ayrıca Kayseri’de iki köyün (Pınarbaşı ve Sarız) Karapapak nüfusuna sahip olduğu kaydedilmiştir.

Çıldır ve Arpaçay ’daki Karapapak ve Terekemeler, sığırtmacılarını ve çobanlarını Çıldır’ Gölü’nün batı ve doğusundaki yaylalara gönderirler; fakat diğer köylüler evlerinde kalırlar. (SÖZER 1972)

Dil : Esas olarak Karapapakça (Azeri diline yakın Batı (oğuz) dillerinden biri). Türkiye’de bu dil hâlâ güçlü görüldüğü kadarıyla asimilasyona uğrayıp Doğu Anadolu lehçelerine karışmıştır.

Din : İslam. Karapapaklar Sünni’dir (Hanbeli) Elde mevcut tek rakam, 1883 yılında Kars dahil o zaman Rusya’nın Kontrolünde olan bölgelerde 11.721 Sünni olduğudur.

Grup Kimliği : Karapapak ve Terekemeler, köklerinin Kafkasya’da olduğuna dair ortak bir duygu paylaşırlar. Terekemeler din ve konuşma dili bakımından farklı özelliğe sahip olmalarında karşı Karapapaklar adlarının geniş anlamda her iki grubu da içeren kapsayıcı bir ad olduğuna inanırlar. Her iki grup da, endogami geleneğini büyük ölçüde sürdürür. Sözkonusu farklılığın kökleri Türkiye’ye gelmelerinin öncesinde yatar; farklı bölgelerden göç etmişlerdir.

Terekeme terimi; Türkmen kökenli oluşun onanması gibi bir durum halidir. Karapapak terimi ise, şimdi Amu Derya’da yaşayan ve bir Kıpçak halkı olan Karapaklar’la bir kurumsal özdeşlik kurulmasına yol açmıştır.

Etik olarak, Terekemeler, komşularınca, gürüz görünüşleri ve özel psikolojik yapılarıyla neredeyse klişeleştirilmişlerdir. Kaba, saba, son derece saf, sağı solu belli olmayan ve çok alıngan oldukları söylenir. Öyle ki, yörede Terekemeler’le ilgili fıkralar almış yürümüştür. Dinin alışılmış biçimlerine karşı saygı göstermeleri de onları ayrı kılan özelliklerinden biridir. Ne var ki, bu klişeler, onların çevre nüfusuyla günlük ilişkileri dolayısıyla ortaya çıkmıştır ve ayrıca Terekemelerin kendileri de bunlara renk katacak şekilde abartmaya yatkındırlar. Her iki grupta yeterince araştırılmış değildir.

Tarihsel Bilgi : Çıldır ve Ardahan’daki Karapapaklar ya da (Terekemeler) önceden Kuzey Azerbaycan’da, Kazah Şemsettin Khanate’nin Kazah ve Borçalı bölgelerindeki Debed ve Borçalı nehirleri boyunca yaşarlardı. 1828 yılında imzalanan Türkmençay Anlaşması’ndan sonra bir bölümü Kars’a ve bir bölümü de İran Azerbayca’ının Sulduz bölgesine, Ushnu’nun doğusuna göç etti. Bir başka kayda göre, Terekemeler Hazar denizi kıyısında, Gamri Uzun’dan Derbent’e uzanan ovada yaşarlardı.

90-100 hanelik bir Terekeme grubu, 1904 yılında Türkiye’ye yerleşmek için başvuruda bulundu. Bir kısmı o zaman Rusların elinde bulundurduğu Kars’a, bir kısmı Ağrı, Tutak ve Eleşkirt’e geldi; diğerleri Adana’ya (orada halen bir Terekeme köyü vardır), geri kalanlar ise 1914 yılında Malazgirt’ten Sivas’ın Tutmaç, Büyükköy ve Kurdoğlu köylerine göç ettiler. Fakat, daha önce, 1877’de, Sivas’ta en az bir Terekeme köyü bulunmaktaydı.

Diğerleri ise 1921’de Rusların çekilmesiyle Kars’a geldiler; bunlar Gümrü Antlaşmasıyla gerçekleşen nüfus mübadelesiyle Akbaba, Tiflis, Borça ve Kazah bölgelerinden göç ettiler.

Sözkonusu isimsel farklılığın nedeni, Rusların, kısmen Kafkasya ve kısımen de İran’dan gelip eski Aleksandropol bölgesine, Akhaltsike’ye ve şimdiki Gürcistan’daki Akhalkalaki’ye yerleşenleri tanımlamak için “Karapapaklar” terimini kullanmış olmalarına dayanabilir, oysa Akbaba Terekeme’lerinden ayırt edilmeleri için bunlar genel olarak Gürcistan Terekemleri olarak adlandırlmaktadırlar.